Bu Blogda Ara

18 Şubat 2017 Cumartesi

571 Hece 1453 Harf



İstiklal Marşımız 571 hece 1453 harften Oluşur. 571 Yılında Bir güneş doğdu İnsanlığın en yüce önderi, 1453 Yılında ise cennet mekan kumandan,  Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethetti.
Görüldüğü Üzere Türk Dünyası için önemli iki tarih ile milli mefahirimiz, İstiklal Marşımız Arasında tam tamına bir tevafuk söz konusudur.

Her sözcüğü ayrı bir anlam taşıyan, savaşın acılarının, milli duyguların, kahramanlıkların on kıta içerisinde birleştirildiği marş. İstiklal Marşını her okuduğumda, millet kavramının, ulus kavramının ne kadar önemli diğer olduğunu anlarım. En önemlisi özgür bir kuş olduğumu hatırlatır bu marş bana.
Boynumun Bağlı olmadığını bayrağımın da sürekli dalgalanacağını haykırır. Ben İstiklal Marşı’nı onu okuduğumda, vatan uğruna neler verildiğini daha iyi anlarım.
Kanla boyanmış toprağımızın değerini bir ​​kez daha fark ederim benliğimin derinliklerinde. Ve diyebilirim ki; “Bu vatan uğruna insan, neyi Varsa; canı, cananı, malı, mülkü, aklı, fikri … Verebilmeli! Ölebilmeli torunlarına güzel dünyalar bırakmak uğruna! Ve ruhunu teslim edebilmeli yüzü koyun yerde yatarken mutlulukla.
İstiklal Marşı, Basit bir marş Değildir. Ya da “Yaşasın Kralımız, Kraliçemiz Çok Yaşa, Sultan Uğruna Canlar Feda” denmez bu marşta.
“Ben ezelden beridir hür Yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları enginlere sığmam tasarım! ”  İşte İstiklal Marşı budur.
Her sözcüğü, her satiri, her kıtası o kadar büyük manalar taşır ki; Bir kez daha hatırlatır insana özgür olduğunu. Bir kez Daha hatırlatır insana şu an özgür yaşamasını kimlere borçlu olduğunu. Ve Bir kez Daha hatırlatır insana Türk olduğunu !
Türk milleti öyle bir millettir ki, asla boyunduruk altında yaşamaz. Hürriyeti sever, hürdür. Özgürdür! Emir almaz Kimseden. Ezdirmediği gibi kendisini başkasını da ezmez. Türk’ün milleti istiklalcidir. Ve istiklal uğruna her şeyini verebilir tek bir nebze şüphe duymadan.

“Ya İstiklal, Ya Ölüm” felsefesi Vardır kafasında. Ben İstiklal Marşı’nı okurken bu vatanın kurtuluşu canlanıyor zihnimde. Birebir o gündeymişim gibi bir ​​heyecan doluyor içime.
Cepheye cephane Taşıyan kağnılar başlarındaki anneler, kadınlar  ellerindeki her şeyi sonuna kadar askere veren Vefakar Anadolu Halkı! O annelerin, kadınların hakkını nasıl öderiz.
Bugün bu Ülkede Özgürlük, ayaklarınızda en pahalı ayakkabılarla gezerken hiç mi ? Vicdanınız hiç sormuyor mu onların giymeye çorapları var mıydı? Çıplak ayakla o kadar yolu taşı toprağı nasıl yürüdüler.  Yan Yana savaşıp yine yana yana şehit Olan Türk, Kürt, Çerkez, Arnavut, Arap, Alevi Sünni!  Ben İstiklal Marşı’nı okurken kelimelerin kifayetsiz kaldığı, anlatılamaz duygular yaşıyorum.

Ben milli marşımızı okurken biliyorum ki başkaları da marşımızı okuyor. O zaman anlıyorum Ve; Türk milleti tek yürek! İstiklal Marşı okunurken okul bahçesinde de onu zaman şu söz geçiyor aklımdan; Biz Tüm Türkiye’deki gençler olarak mirasına sahip çıkacağız. “Kısacası İstiklal Marşı, dönemin şartlarıyla hüzünlendiriyor beni. Savaşın gaddarlığına öfkelendiriyor. 
Ayrıca hür olduğumu hatırlattıkça kalbime bir huşu da kazandırıyor. O, on kıta denilip geçilmeyecek bir marş! O, Türk Milleti’nin başyapıtı! O, İstiklal Marşı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder